Prof. Dr. Aynur Özge
Uzun ve sağlıklı bir ömür herkesin arzusu. Ancak bu sadece genetikle açıklanabilecek bir durum değil. Güncel araştırmalar, özellikle yaşlı bireylerde yaşam süresini belirleyen bazı temel yaşam tarzı faktörlerinin büyük rol oynadığını ortaya koyuyor.
İşte bilimsel araştırmalara dayanan, uzun yaşamın altı temel sırrı:
İtalya’da yürütülen ilSIRENTE çalışmasına göre, ileri yaştaki bireylerde düzenli fiziksel aktivite yaşam süresini doğrudan etkiliyor. Özellikle yürüme hızı, bacak gücü ve denge gibi ölçütler uzun ömürle yakından ilişkili.
Örnek: Her gün kısa bir yürüyüş yapmak, asansör yerine merdiven kullanmak ya da ev işlerine aktif şekilde katılmak bile bu anlamda koruyucu.
Sadece zayıf kalmak değil, kas sağlığını korumak da uzun ömürle ilişkili. İleri yaşta kas kaybı (sarkopeni), düşme riskini artırıyor ve bağımsız yaşamı zorlaştırıyor.
Örnek: Hafif direnç egzersizleri (örneğin su şişeleriyle yapılan kol çalışmaları) ya da pilates gibi yaşa uygun egzersizler hem güvenli hem de etkili.
Araştırmalar, sağlıklı beslenmenin yalnızca kalori kısıtlaması değil, besin çeşitliliği ve içerik zenginliğiyle de ilişkili olduğunu gösteriyor. Akdeniz tipi beslenme modeli en çok önerilenlerden.
Örnek: Haftada en az 2 kez balık tüketimi, zeytinyağını ana yağ kaynağı olarak seçmek ve tabağı yeşil yapraklı sebzelerle doldurmak bu modelin temel taşları.
Kas kaybını önlemek için ileri yaşta protein ihtiyacı artar. Ancak aşırı kırmızı et yerine yumurta, mercimek, yoğurt gibi kaynakları tercih etmek önemlidir.
Örnek: Kahvaltıda 1 haşlanmış yumurta, öğlen bir kase yoğurt ve akşam 1 porsiyon kuru baklagil hem ekonomik hem sağlıklı bir örnek olabilir.
Yalnızlık sadece duygusal değil, fizyolojik olarak da risk faktörüdür. Sosyal çevresi geniş olan yaşlı bireylerde demans riski daha düşüktür.
Örnek: Her gün biriyle sohbet etmek, torunlarla kitap okumak, komşularla birlikte yürüyüş yapmak, sivil toplum kuruluşlarında çalışmak, aktif yaş alma veya emekli evlerindeki etkinliklere katılmak hem ruh hem beyin sağlığını destekler.
Medscape makalesinde de vurgulandığı gibi, kişinin hayatında anlam bulması — örneğin bir bitki yetiştirmesi, gönüllü faaliyetlere katılması ya da bir hayvana bakması — depresyonu azaltır ve hayata bağlılığı güçlendirir.
Örnek: Sabah kalktığınızda sulayacağınız bir çiçeğiniz ya da bekleyen bir telefon görüşmeniz olması bile uzun yaşamla ilişkili olumlu biyolojik tepkiler yaratır.
Fiziksel aktiflik, kas gücü, dengeli beslenme, anlamlı sosyal ilişkiler ve psikolojik dayanıklılık; yaş alırken yalnızca sürenin değil, yaşam kalitesinin de artmasını sağlıyor.
Sevgili okurlar, uzun yaşamak bir hedef olabilir ama asıl olan “iyi yaşlanmak”tır.
Bugünden atacağınız küçük adımlar, gelecekte size büyük katkılar olarak dönebilir. Nereden başlamak istersiniz?