Söylenme, Söyle: Etkili İletişim İçin Akademik ve Pratik Bir Rehber

Söylenme, Söyle: Etkili İletişim İçin Akademik ve Pratik Bir Rehber

Söylenme, Söyle: Etkili İletişim İçin Akademik ve Pratik Bir Rehber

Prof. Dr. Aynur Özge

Günlük hayatımızda iletişim hem bireysel hem de toplumsal bağlamda vazgeçilmez bir yere sahiptir. Ancak, çoğu zaman etkili iletişim yerine sıkça söylenme şeklinde kendini gösteren ifadeler, insanlar arasında anlaşılmazlıklara yol açabilir. Bu yazıda, “Söylenme, Söyle” ilkesini temel alarak hem akademik hem de pratik bir yaklaşımla etkili iletişim yollarını tartışacak ve bu prensibi hayata geçirmenin yollarını ele alacağız.

Söylenme Nedir ve Neden Kaçınılmalıdır?

Söylenme, genellikle rahatsızlık, hoşnutsuzluk veya hayal kırlığı gibi duyguları ifade etmek için kullanılan tekrarlayan şikayetlerdir. Söylenme şu nedenlerle iletişimi zedeler:

  • Duygu Yoğunluğu: Söylenme, duygusal olarak yüksek tonda ifade edildiğinde, mesajın anlaşılmasını zorlaştırabilir.
  • Sorun Çözümüne Katkı Sunmaz: Söylenme, genellikle bir çözüm yerine sadece problemin altını çizer.
  • Dinleyiciyi Yorar: Karşıdaki kişi, söylenmeyi bir eleştiri olarak algılayabilir ve savunmaya geçebilir.

Söylenmek yerine, sorunu net bir şekilde ifade ederek çözüm odaklı bir diyaloğa geçmek hem anlaşılabilirliği artırır hem de taraflar arasındaki ilişkiyi güçlendirir.

Söylemenin Gücü: Etkili İletişimin Anahtarı

Söylemek, yani düşünceleri ve duyguları net, yapıcı ve çözüm odaklı bir şekilde ifade etmek, etkili iletişimde temel bir beceridir. İyi bir “söyleme” süreci şu unsurları içerir:

  1. Netlik: Mesajınızın ana fikrini karmaşıklıktan uzak tutun.
  2. Empati: Karşıdaki kişinin duygularını anlamaya çalışın.
  3. Zamanlama: Doğru zamanda doğru mesajı vermek, anlaşılabilirliği artırır.
  4. İçtenlik: Samimi bir tutum, mesajınızın karşı tarafça daha kolay kabul edilmesini sağlar.

Akademik Perspektif: İletişim Teorileri ve Söylemenin Yeri

Etkili iletişim üzerine çalışan birçok teori, “söylemenin” temel iletişim modellerinde nasıl önemli bir rol oynadığını gösterir. Bu teorilerden bazılarına bakalım:

  1. Shannon ve Weaver’ın İletişim Modeli

Bu model, iletişimi bir mesajın kaynak (gönderici) tarafından üretilip bir alıcıya ulaştırılması olarak tanımlar. “Söylemek”, bu süreçte mesajın net ve anlaşılabilir olmasını sağlar.

  1. Empatik İletışim Teorisi

Empati, söyleme becerisinin çekirdeğini oluşturur. Empatik iletişim, mesajınızın karşıdaki kişiyi de dikkate alarak verilmesini önerir.

  1. İkna Teorisi (Persuasion)

Söyleme, ikna edici bir mesajın net, mantıklı ve duygusal olarak etkileyici bir şekilde aktarılmasını sağlar. Aristoteles’in ethos (güvenilirlik), pathos (duygular) ve logos (mantık) ögeleri burada kritik bir rol oynar.

Söylenme ve Söyleme Arasındaki Fark

Özellik Söylenme Söyleme
Amaç Rahatsızlığı ifade etmek Sorunlara çözüm odaklı yaklaşmak
Ton Duygusal ve yargılayıcı Yapıcı ve empatik
Sonuç Anlaşılmazlık ve iletişimsizlik yaratabilir Anlayış ve çözüm sağlar
Karşı Tarafta Etkisi Savunma ve uzaklaşma hissi oluşturabilir Yakınlık ve güven duygusu geliştirir

Söyleme Becerilerini Nasıl Geliştirirsiniz?

  1. Aktif Dinleme: Karşıdaki kişiyi tam anlamıyla dinlemek, etkili bir cevap vermenin ilk adımıdır.
  2. Göz Teması: Göz teması, samimiyet ve özgüven gösterir.
  3. Sorular Sorun: Karşıdaki kişiye sorular sorarak diyaloğunuzu derinleştirin.
  4. Net ve Doğru Kelimeler Seçin: Karmaşık kelimeler yerine sade ve doğru ifadeler kullanın.

Sonuç

Sevgili okurlar, “Söylenme, Söyle” ilkesi sadece bireysel ilişkilerde değil, aynı zamanda iş hayatı, akademik ortamlar ve toplumsal diyalogların da temelini oluşturur. Net, yapıcı ve empati odaklı bir iletişim, sadece çözüm getirmekle kalmaz, aynı zamanda ilişkileri güçlendirir ve daha anlaşılır bir dünyanın kapılarını aralar.

Bir sonraki diyaloğunuzda söylenmek yerine söylemeyi seçin; farkı hemen hissedeceksiniz.

Sevgilerimle.

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.