Müzik Temelli Demans Tedavisinde Yeni Bir Pencere

Müzik Temelli Demans Tedavisinde Yeni Bir Pencere

Prof. Dr. Aynur Özge

Demansın özellikle ileri yaşta görülen türleri, yalnızca hafıza değil, ruh hali, iletişim ve yaşam kalitesi üzerinde de yıkıcı etkilere sahiptir. Ancak son yıllarda bilimsel veriler, müziğin beyindeki özel yolları harekete geçirerek bu zorluklarla baş etmede güçlü bir araç olabileceğini ortaya koyuyor.

Geçtiğimiz günlerde Cochrane Collaboration tarafından yayımlanan sistematik derleme ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa merkezli uygulamalar, bu alandaki umut verici gelişmelere dikkat çekiyor.

Müzik Beynimizin Neresinden Üretilir?

Müzik; beynin yalnızca tek bir bölgesinde değil, çok sayıda alanının birlikte çalışmasıyla işlenir.

  • Temporal lob (özellikle sağ taraf): Müzikal tonları, ritmi ve melodiyi algılar.
  • Frontal lob: Müzikal yapının düzenlenmesi, çalma ve eşlik etme işlevleri
  • Motor korteks: Enstrüman çalarken kas hareketlerini yönetir
  • Limbik sistem (amigdala, hipokampus): Müzikle ilişkili duygusal tepkileri ve anıları yönetir

Bu yaygın dağılım sayesinde müzik, duygu, hareket ve hafıza sistemleri arasında doğal bir köprü oluşturur.

Alzheimer’da Konuşma Merkezi Zarar Görse de Müzik Merkezi Çalışmaya Devam Eder mi?

Evet! İşte bu noktada müzik terapisinin gücü devreye giriyor.

Alzheimer hastalığında, özellikle sol temporal lobdaki konuşma merkezi (Wernicke ve Broca alanları) zamanla işlevini kaybedebilir. Ancak müzikle ilgili bölgeler — özellikle sağ temporal lob ve limbik sistemdaha uzun süre sağlam kalabilir.

Bu nedenle:

  • Konuşmayı unutan bireyler, tanıdıkları melodilere eşlik edebilir
  • Sözel iletişimi kaybeden kişiler, müzik aracılığıyla duygularını ifade edebilir
  • Hatta müzik, otobiyografik belleği (kişisel anılar) uyandırarak, iletişim için yeni bir kapı aralayabilir

Müzik Terapisi Derken Ne Sıklıkta, Ne Tür Müzikten Bahsediyoruz?

Cochrane Derlemesi ve güncel uygulamalara göre:

  • Müzik terapileri haftada 2–3 seans, her biri 30–60 dakika arası uygulanmakta
  • Müdahaleler aktif (şarkı söyleme, ritim tutma, enstrüman çalma) veya pasif (müzik dinleme) olabilir
  • Tercih edilen müzik türleri kişisel geçmişe uygun, hastanın gençlik veya çocukluk dönemine ait şarkılardan oluşmalı
  • Melodik, tanıdık ve duygusal bağ içeren müziklerin etkisi daha belirgin

Yani “her müzik iyi gelir” demek yerine, kişiselleştirilmiş müzik seçimi yapılması çok daha etkili.

Türkiye’den Güçlü Bir Bilimsel Adım: 5 Ülkeyle Ortak Müzik Müdahale Projesi

Türkiye, Avrupa Birliği destekli “Müzik Temelli Demans ve Depresyon Müdahale Projesi” kapsamında İngiltere, Hollanda, Almanya, Norveç ve Avusturya ile birlikte yürütülen uluslararası çalışmalarda pilot ülke olarak yer aldı.

Proje kapsamında:

  • Türkiye’de 12 huzurevinde bireyselleştirilmiş müzik terapisi uygulandı
  • Katılımcılara özel çalma listeleri oluşturuldu (kişisel geçmişe dayalı)
  • Terapist, bakım personeli ve gönüllüler eşliğinde müzikle etkileşim sağlandı
  • Depresyon, huzursuzluk ve sosyal izolasyon gibi belirtilerde istatistiksel olarak anlamlı iyileşmeler gözlendi

Biz de yıllardır Mersin Alzheimer Derneği bünyesinde hastalar ve yakınları üzerinden yaptığımız Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği çalışmaları kadar ritm ve dans çalışmalarında bu bilimsel çıktıları defalarca deneyimledik. Gerçekten müzik ruhun gıdası ve Azlheimer’in pan zehiri.

Proje, Türkiye’de demans tedavisinde müzik temelli müdahalenin ilk bilimsel modeli olarak dikkat çekiyor.

Bilim Ne Diyor?

Cochrane Derlemesi (2024), müzik terapilerinin özellikle:

  • Davranışsal ve psikolojik semptomlarda (depresyon, ajitasyon, kaygı) olumlu etkiler sağladığını
  • Yaşam kalitesini artırdığını
  • Bazı çalışmalarda bilişsel işlevlerde hafif iyileşme gözlendiğini bildiriyor

Ancak yazarlar, bu sonuçların devamlılığı ve doz-etki ilişkisi için daha fazla, uzun süreli çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Sonuç: Müzik, Beyinle Kurulan Sessiz Bir Köprüdür

Konuşmanın sustuğu yerde, müzik devreye girer.
Anılar silikleşse de, melodiler hala tanıdık kalabilir.
Ve bu küçük melodiler, demansla mücadelede büyük bir şifa kapısı olabilir.

Sevgili okurlar,

Demansla baş etmenin yolu yalnızca ilaçlardan değil, insana dair güçlü öğelerden de geçiyor.
Müzik, hem bilimsel hem de duygusal anlamda beynin hafıza odalarına ulaşabilen nadir araçlardan biri.
Türkiye’nin bu alanda attığı adımlar umut verici.
Gelecekte, müzikle tedavi sadece bir destek değil, temel bir yöntem olabilir.

Sağlıkla ve müzikle kalın.

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.