Migrenin Sessiz Çığlığı: Ağrının Ötesindeki Tehlike

Migrenin Sessiz Çığlığı: Ağrının Ötesindeki Tehlike

Prof. Dr. Aynur Özge

Elif Hanım 42 yaşında, iki çocuk annesi ve ilkokul öğretmeni. Migrenle uzun süredir yaşıyor. Ancak son yıllarda baş ağrıları sadece fiziksel değil, duygusal olarak da yıpratıcı bir hâl aldı. Bel ağrısı, adet döneminde şiddetli sancılar, kronik yorgunluk ve beraberinde gelen duygusal çökkünlük… Elif Hanım, ağrının ötesinde bir yalnızlık ve çaresizlik duygusu yaşıyor.

Bu yazımızda size, baş dışı vücut ağrılarıyla birlikte yaşanan migrenin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve bu konuda yayımlanan yeni bir bilimsel makalenin çarpıcı bulgularını aktaracağız.

Migrenin Eşlikçileri: Görünmeyen Ağrılar

2025 yılında Headache dergisinde yayımlanan çalışmada, migrenli bireylerin çoğunun baş dışında da ağrı yaşadığı ve bu ağrıların intihar düşüncesiyle güçlü şekilde ilişkili olduğu gösterildi. Özellikle bel, sırt ve adet ağrıları gibi ek ağrılar, hem fiziksel hem psikolojik yükü katlıyor.

  • Kadınların %78’i, erkeklerin %66’sı baş dışı ağrı bildiriyor.
  • Ağrı bölgesi sayısı arttıkça intihar riski yükseliyor.
  • Ağrının şiddeti ve süresi uzadıkça psikolojik dayanıklılık zayıflıyor.

Kaygı Bozukluğu, İntihar Düşüncesini Beraberinde Getirebiliyor

Migrenli bireyler sadece ağrıyla değil, tekrar ağrı yaşayacak olmanın korkusuyla da yaşıyor. Bu sürekli tetikte olma hali, zamanla anksiyete bozukluklarına, panik ataklara ve depresyona yol açabiliyor.
Çalışma, özellikle kadınlarda bu psikolojik yükün intihar düşüncesi ve girişimiyle ciddi biçimde bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Ağrı sadece başta değil, zihinde ve kalpte yankılanıyor. Bu yüzden migreni sadece bir “nörolojik tablo” olarak değil, bir bütüncül sağlık sorunu olarak değerlendirmek zorundayız.

Tedavisi Olan Bir Hastalıktan Dolayı Yaşamı Kaçırmayın

Migren, çözümü olmayan bir yazgı değildir. Günümüzde etkinliği yüksek birçok tedavi yöntemi mevcuttur:

  • CGRP temelli monoklonal antikor tedavileri (Galcanezumab, Fremanezumab)
  • Rimegepant gibi yeni nesil oral ajanlar
  • PREEMPT protokolü ile uygulanan migren botoksu
  • Ehil ellerde yapılan periferik sinir blokajları veya ganglion blokajları, tetik nokta uygulamaları
  • Bilişsel davranışçı terapi ve yaşam tarzı düzenlemeleri
  • Eşlik eden anksiyete ve depresyon tedavisine yönelik psikiyatrik destek

Migrenle yaşamak zor olabilir; ama migrenin yönettiği bir hayat yaşamak zorunda değilsiniz.

Sosyal Güvenlik Sistemi Tüm Migren İlaçlarını Desteklemeli

Migren tedavisinde devrim yaratan CGRP temelli migrene özgü ilaçlar ve girişimsel toksin uygulamaları, pek çok ülkede geri ödeme kapsamındadır. Ancak Türkiye’de tüm migren hastaları bu tedavilere ulaşamıyor.
Kronik migrenin iş gücü kaybı, sağlık harcamaları ve psikososyal etkileri göz önüne alındığında, önleyici tedavilere erişim bir lüks değil, bir sağlık hakkıdır.

Devletimizin sosyal güvenlik kurumları bu konuda hastaların yanında olmalı, tüm bilimsel temelli migren ilaçlarını geri ödeme kapsamına almalıdır.

Hasta Yakınlarına Mesaj: Sadece Baş Ağrısı Değil

  • Migren, “sızlanma” değil, tıbbi olarak tanımlanmış ciddi bir hastalıktır.
  • Lütfen yargılamayın, dinleyin.
  • Sessizlik, ışık duyarlılığı, uykusuzluk gibi eşlikçileri göz ardı etmeyin.
  • Gerektiğinde hastanızla birlikte hekime gidin.

Küresel Migren ve Ağrı Derneği Sizin Yanınızda

GMPS olarak, migrenin sadece klinik değil sosyal boyutlarını da gündeme taşıyoruz.

Bilgilendirici içerikler, uluslararası destek ve hasta dostu kampanyalarla her zaman yanınızdayız.

Daha fazla bilgi için: www.migraine-pain.org

Son Söz: Sessiz Kalmasın, Çözümle Buluşsun

Migren, hayatı susturan bir sessizliktir. Ama bu sessizlik kader olmak zorunda değil.
Ağrıların, korkuların, kaçınmaların içinde kaybolmadan; doğru tedavi, güçlü destek ve bilimsel bilgiyle hayat yeniden anlam kazanabilir.

Unutmayın sevgili okurlar:

“Migrenle yaşamak, yalnız olmadığınızı bildiğinizde daha hafif bir yük haline gelir.”

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.