Prof. Dr. Aynur Özge
Günümüzde milyonlarca insan kronik ağrı ile yaşıyor. Bel, boyun, baş, kas-iskelet sistemi ya da yüz ağrıları bazen o kadar uzun sürüyor ki artık kişiliğimizin bir parçası gibi hissediliyor. Ancak çok az kişi, bu inatçı ağrıların arkasında çoğu zaman çözümlenmemiş duygular olduğunu biliyor.
Yeni bilimsel çalışmalar, kronik ağrının sadece fizyolojik değil, aynı zamanda duygusal bir yük taşıdığını ortaya koyuyor. Ve iyi haber şu: bu duygularla yüzleşmek, ağrıyı azaltabiliyor.
Kronik ağrı, üç aydan uzun süren, genellikle bir neden ortadan kalktığı halde devam eden ağrı türüdür. Migren, fibromiyalji, bel-boyun ağrıları, yüz ağrısı, temporomandibular sendrom ve daha pek çok türü vardır.
Bazı kişilerde görüntüleme, kan testleri ya da kas iskelet muayeneleri normal çıkar ama kişi “çok ağrım var” der. İşte bu noktada beynin ağrıyı algılama ve yorumlama biçimi devreye girer.
Ağrı sadece fiziksel bir uyaran değil, beynin yorumladığı bir deneyimdir. Öfke, korku, bastırılmış üzüntüler ya da travmalar beynin ağrı merkezlerini uyararak gerçek ağrı yaratabilir. Uzun süren stres, beyindeki ağrı devrelerinin sürekli açık kalmasına neden olur.
📍 Örneğin:
Bütün bu tabloda beyin, adeta “duygusal acıyı” bedensel acıya dönüştürerek ifade eder.
Duygu Odaklı Ağrı Terapisi (Emotional Awareness and Expression Therapy – EAET), özellikle kronik ağrısı olan kişilerin duygusal dünyalarını keşfetmelerini ve bu duyguları özgürce ifade etmelerini hedefler.
Temel ilkeler:
Yakın zamanda yapılan bilimsel çalışmalarda, EAET uygulanan kişilerde:
Özellikle pandemi sonrası yaygınlaşan çevrim içi (online) duygusal terapi programları, artık daha fazla kişiye ulaşabiliyor. Zoom üzerinden yapılan kısa süreli seanslarla bireyler duygularını keşfedip, ağrılarını tanımayı ve dönüştürmeyi öğrenebiliyor.
Bu terapilerin hedefi, “acıya direnmek” değil, onu anlamak ve içsel olarak dönüştürmek.
🌈 Son Söz
Kronik ağrılar hayat kalitemizi düşürebilir ama bu ağrılarla baş etmek, yalnızca ilaçla mümkün değildir. İçimizde taşıdığımız bastırılmış duygular, bazen en büyük ağrı kaynağıdır.
Ağrınız varsa bedeninize kızmak yerine ona kulak verin. Belki de size bir duyguyu, bir yarayı ya da yıllar önce unuttuğunuz bir olayın izini anlatmaya çalışıyordur…
Ağrınızın sesini duyun; çünkü o, iyileşmeye giden ilk fısıltı olabilir.
Sevgiyle.