Prof. Dr. Aynur Özge
Bugün sizlerle hepimizin bir dönem tecrübe ettiği bir sorunu ve onun beynimizde bıraktığı izleri konuşacağız: Uykusuzluk ve migren.
Bazılarınız sabaha karşı başlayan o zonklayıcı baş ağrısını çok iyi bilir. Gecenin bir yarısı dönüp durmak, sabaha karşı baş ağrısıyla uyanmak ya da yetersiz uyku sonrası gelen gün boyu süren migren atağı… Peki ama neden? Uykusuzluk migreni nasıl tetikler?
Migren hastalarının beyinleri, sıradan beyinlerden biraz daha farklı çalışır. Özellikle:
Normalde bu bölgeler “gerektiğinde” aktive olur. Ama uykusuzluk, bu ağların frenlenmesini zorlaştırır. Sonuç: Beyin, küçük bir uyarıyı bile tehdit gibi algılar.
Uykusuzluk, beyin kimyasını doğrudan etkiler:
Özellikle REM uykusu bölünmüşse, migren ağrılarında artış, gün içinde ışık ve sese aşırı duyarlılık, denge bozuklukları, hatta görsel aura belirtileri daha sık gözlenir.
36 yaşındaki Ayşegül Hanım, bir devlet kurumunda memur olarak çalışıyor. Yoğun bilgisayar başı mesaisi, yeni doğmuş bebeği ve gece beslenmeleri nedeniyle 4-5 aydır derin uyku uyuyamıyor.
Baş ağrıları, daha önce yılda birkaç defa yaşanırken, şimdi haftada 3-4 atak hâline gelmiş. Sabahları boyun tutulması, göz çevresinde zonklama ve mide bulantısıyla uyanıyor.
Uykusuzluk nedeniyle beyninin “ağrı kapıları” sürekli açık kalmış. Uykuyu düzelttiğimizde ve uygun düzenleyici tedavileri başlattığımızda, migren atakları da belirgin şekilde azaldı.
Her uykusuzluk durumunda hemen ilaç başlamak doğru değildir. Uyku ilaçlarının bazıları migreni tetikleyebilir ya da ağrı kesicilerle etkileşime girebilir. Bu yüzden mutlaka uzman görüşü alınmalıdır.
Migren sadece bir baş ağrısı değil, tüm vücudu ilgilendiren nörobiyolojik bir hastalıktır. Uyku ise bu hassas sinir sisteminin en önemli düzenleyicilerindendir.
Eğer siz de sık sık “uykusuzken daha kötü baş ağrım oluyor” diyorsanız, bunu ciddiye alın. Uyku, migren için ilaç kadar etkili bir savunma aracıdır.