Süper Yaşlıların İzinde: Mükemmel, En İyinin Düşmanıdır

Süper Yaşlıların İzinde: Mükemmel, En İyinin Düşmanıdır

Prof. Dr. Aynur Özge

Hepimiz yaşamımızın farklı dönemlerinde “mükemmel” olmaya çalışırız. Ancak bu arayış bazen bizi yorar, hayatımızın özünden uzaklaştırır. Yaş aldıkça fark ederiz ki “mükemmel” bir illüzyondur ve çoğu zaman “yeterince iyi” olmak, aslında mutluluğun en büyük anahtarıdır.

Bu yazıda, süper yaşlıların hayat deneyimlerinden ve “mükemmeliyetçiliği bırakma” felsefesinden yola çıkarak, hayatı daha anlamlı ve dengeli yaşamanın yollarını ele alacağız.

Mükemmeliyetçilik Nedir ve Neden Zararlıdır?

Mükemmeliyetçilik, bir işi ya da durumu her zaman “kusursuz” yapma arzusudur. Ancak bu tutum zamanla şunlara yol açabilir:

  • Sürekli Kaygı ve Stres: “Ya yeterince iyi değilse?” düşüncesi bizi yorar.
  • Erteleme: Hedefin “mükemmel” olmadığını hissettiğimizde başlamaktan bile kaçınırız.
  • Mutluluğu Kaçırma: O anın güzelliklerini fark edemeyiz, çünkü zihnimiz hep daha iyiyi arar.

Mükemmeliyetçiliğin Etraftakiler Üzerindeki Etkisi ve Yalnızlaştırıcı Sonuçları

Mükemmeliyetçilik sadece kişiyi yıpratmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal çevresinde de olumsuz etkiler yaratabilir:

  • Uzaklaştırıcı Etki: “Mükemmel olmaya çalışan” birey, başkalarından da aynı kusursuzluğu bekler. Bu durum, insanlar arasındaki empatiyi azaltır ve ilişkileri yıpratır.
  • Eleştirilere Tahammülsüzlük: Mükemmeliyetçi kişiler eleştiriyi bir tehdit olarak algılar. Bu tutum, dostlukları ve iş birliğini zorlaştırabilir.
  • Yalnızlığa Giden Yol: İnsanlar, “her şeyi kusursuz yapmaya çalışan” bireylerin yanında kendilerini yetersiz hissedebilir ve zamanla uzaklaşabilirler. Bu da kişiyi sosyal izolasyona sürükler.

Mükemmeliyetçiliği bırakmak, yalnızca kendimizi değil, başkalarını da rahatlatan bir adımdır.

Süper Yaşlılardan Dersler: “Yeterince İyi” Mutluluğun Anahtarıdır

Süper yaşlılar, yani yaş aldıkça hayata anlam katan, zihinsel ve duygusal olarak zinde kalan bireyler, çoğu zaman şu felsefeyi benimsemişlerdir: “Yeterince iyi olmak, mükemmel olmaktan daha iyidir.”

Bu yaklaşım, kişinin yaşamdaki beklentilerini gerçekçi bir düzeye çekerek stresle daha iyi başa çıkmasını sağlar.

Mükemmeliyetçiliği Bırakmanın Sağlıklı Yaş Almaya Etkileri

  1. Beyin Sağlığını Destekler:
    • Mükemmeliyetçilikle gelen sürekli kaygı ve stres, beyin sağlığını olumsuz etkiler.
    • Gerçekçi hedefler belirlemek ve anı yaşamak, hafıza ve bilişsel fonksiyonları destekler.
  2. Mutluluk Hissini Artırır:
    • “Elimden gelenin en iyisini yaptım” diyebilmek, daha huzurlu hissetmemizi sağlar.
  3. Sosyal Bağları Güçlendirir:
    • Mücadele ettikçe başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurarız.

Birçok sivil toplum kuruluşu ve Mersin Alzheimer Derneği Aktif Yaş Alma Evleri’nde “yeterince iyi olma” felsefesi hayata geçiriliyor. Burada insanlar, çok küçük dokunuşlarla büyük mutluluklar yaşıyor:

  • El becerisi kurslarında ahşap boyama, bahçe bakımı gibi etkinliklerle meşgul oluyorlar.
  • Her birey, “mükemmel” bir sonuç yerine sürecin keyfini çıkarmayı öğreniyor.

Sevgili okurlar, hayatta “mükemmeli aramak yerine anın tadını çıkarmak”, ruhsal ve fiziksel sağlığımıza iyi gelir.

Önerim: Çaba gösterin, ancak sonuç için kendinizi yormayın. “Yeterince iyi” çoğu zaman hayattaki en iyidir. Süper yaşlıların izinde ilerlerken önemli olan, mükemmel değil mutlu ve huzurlu bir hayat sürebilmektir.

Unutmayın, çok daha fazla mutluluğunuz, yeterince iyiyle başlar!

Sevgilerimle…

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.