Prof. Dr. Aynur Özge
Boynunuz, omuzlarınız ve sırt kaslarınızda sürekli bir gerginlik hissiyle uyanıyor, gün içinde baş ağrılarınız sıklaşıyorsa… Ve bu ağrılar sadece migren ataklarıyla sınırlı kalmıyor, vücudunuzun farklı yerlerinde de ağrı ve yorgunluk hissi yaşıyorsanız – bu yazı tam size göre.
Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, migren ve fibromiyalji hastalarının önemli bir bölümünün, her iki durumu bir arada yaşadığını ortaya koyuyor. Peki bu ikili birlikte olduğunda ne oluyor? Tedaviye yaklaşım nasıl değişmeli? Ve en önemlisi: birlikte nasıl daha güçlü yönetilebilir?
Her iki hastalık da:
Migren hastalarında uzun süreli ve sık ataklar sonrası, beyin “ağrıyı” daha kolay tanımaya başlar. Fibromiyalji hastalarında ise bu “ağrı hafızası” kalıcı bir gerginlik hâli yaratır. Bu durum kas-iskelet sistemi ile baş-boyun bölgesindeki kaslarda sürekli bir kasılma ve tetiklenme döngüsüne yol açar.
Bu nedenle, bu hastalıkları sadece “ayrı ayrı” değil, birlikte değerlendirmek tedavinin başarısını büyük ölçüde artırır.
🔸 Kas Gerginliğine Müdahale:
Migren hastalarında boyun, trapezius ve temporal bölgelerde sıkça rastlanan tetik nokta hassasiyetleri, fibromiyalji varlığında daha belirginleşebilir. Bu durumda:
🔸 Migrenin Kontrolü:
Her ikisiyle baş etmek için önerilen yaşam tarzı yaklaşımları da benzerlik gösteriyor:
✅ Yeterli uyku
✅ Akdeniz diyeti odaklı beslenme
✅ Yavaş tempolu egzersiz (yoga, pilates, yürüyüş)
✅ Mindfulness ve stres yönetimi teknikleri
✅ Düzenli sıvı alımı ve kasları koruyucu duruş alışkanlıkları
Migren ve fibromiyalji, farklı başlıklarla anılsa da, ortak bir zemin üzerinde buluşurlar: duyarlı bir beyin ve gergin bir beden.
Ancak günümüzde bu iki durumun birlikte ele alındığı tedavi modelleriyle artık sadece ağrıyı değil, yaşam kalitesini de iyileştirmek mümkün.
Unutmayın, ağrı kader değil. Bedeninize kulak verirseniz, çözüm sandığınızdan daha yakın olabilir.