Prof. Dr. Aynur Özge
Yaş almak doğal bir süreçtir. Ancak yaşlandıkça sadece yüzümüzde değil, beynimizde de bazı değişiklikler olur. Hafızamız zayıflayabilir, karar verme süremiz uzayabilir ya da odaklanmakta zorlanabiliriz. Peki, tüm bunlar sadece “yaşlılık” mı, yoksa beynimizdeki biyokimyasal değişimlerin sonucu mu?
Gelin bu yazıda, beynin yaşlanma sürecindeki zorlukları nasıl biyolojik ve kimyasal yollarla aştığını, hangi moleküllerin bu mücadelede başrol oynadığını birlikte keşfedelim.
Beynimiz yaşlandıkça beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan sinaptik bağlantılar zayıflayabilir. Sinir hücreleri arasındaki bu bağlantılar, bilgi akışının temel taşıdır. Azalması, öğrenme ve hafıza gibi bilişsel becerileri etkiler. Bununla birlikte bazı bölgelerde nöron kaybı, kan akımının azalması ve enerji metabolizmasında yavaşlama da gözlemlenir.
Bu süreçte özellikle:
Yaşlanma karşısında beynimiz yalnız değildir. Onu koruyan ve destekleyen bazı biyokimyasal kahramanlar vardır:
Hikmet Bey 72 yaşında, emekli bir öğretmen. Son yıllarda, alışveriş listesini unutur olmuş, gazeteyi okurken dikkatini toparlamakta zorlanıyor. Ama o pes etmedi. Her sabah 30 dakika yürüyüş yapıyor, meditasyon uygulamalarıyla zihinsel farkındalığını artırıyor ve bulmaca çözüyor. Eşini kaybettikten sonra yaşadığı depresyon döneminde bellek sorunları artan ve uyku bozukluğu gelişen Hikmet beyin oğulları değerlendirme için getirdi. Kognoskopi testinde dikkat ve yeni bilgi kayıt bölgelerinde yaş ve eğitim normallerinden anlamlı düşme saptandı. BDNF destekli serumlar ve bilişsel egzersizlerle yakın takibe alındı. Bir yıl sonra yapılan kontrollerde hem BDNF seviyeleri hem de bilişsel test sonuçları anlamlı düzeyde iyileşmiş. Hikmet Bey’in hikâyesi bize şunu gösteriyor: Beyin, doğru uyaranlarla yaş aldıkça da gelişebilir.
Bilimsel verilere göre, beyin sağlığını korumak ve biyokimyasal mekanizmaları desteklemek için:
Nörobilim araştırmaları, yaşlanmanın kaçınılmaz ama yavaşlatılabilir bir süreç olduğunu gösteriyor. Geliştirilen bazı yeni tedavi yöntemleri, mitokondriyi hedef alan ilaçlar, epigenetik düzenleyiciler ve besin takviyeleri ile beyinde yaşa bağlı gerilemeyi yavaşlatmak mümkün olabilir.
Son Söz
Unutmayın, yaşlanmak beyninizin çöktüğü anlamına gelmez. Beyninizin biyokimyasını tanıdığınızda, onunla dost olabilir; doğru yaşam alışkanlıklarıyla onu canlı tutabilirsiniz. Hikmet Bey gibi, siz de beyninizin kahramanı olun.
Birlikte yaş alalım, birlikte güçlenelim!
Sevgiyle…