Prof. Dr. Aynur Özge
Başdönmesi ve başağrısı, çoğu kişi için birbirinden bağımsız sorunlar gibi gözükse de aslında bu iki belirti vestibüler migren adı verilen bir durumun parçası olabilir. Vestibüler migren, migren hastalarında denge sistemini etkileyen bir durumdur ve yaygın olmasına rağmen çoğu kez tanı konması gecikir.
Bu yazıda, vestibüler migrenin belirtilerini, teşhisini ve tedavi yöntemlerini kapsamlı bir şekilde ele alacağız.
Vestibüler migren, migrenle ilişkili olarak gelişen bir denge bozukluğu durumudur. Başdönmesi şikayetlerinin migren ataklarıyla eşlik etmesi, vestibüler sistemde (iç kulak ve beyin arasındaki denge merkezi) bir hassasiyeti ortaya çıkarır.
Migren hastalarının %30’50’sinde vestibüler semptomları görülmektedir. Bu nedenle vestibüler migren, sadece başağrısıyla değil, başdönmesi ve dengesizlikle de tanımlanır.
Vestibüler migrenin belirtileri hastadan hastaya değişiklik gösterebilir, ancak yaygın belirtiler şunlardır:
Bazı hastalarda başdönmesi başağrısı olmaksızın da ortaya çıkabilir. Bu durumun teşhisi daha zor olabilir.
Vestibüler migrenin tanısı, detaylı bir hastalık hikayesi ve klinik değerlendirme ile konur. Uluslararası Başağrısı Derneği tarafından belirlenen teşhis kriterleri şunlardır:
Gerekli durumlarda beyin MRı, vestibüler testler ve odyolojik değerlendirmeler de yapılabilir.
Vestibüler migrenin tedavisi, atakları azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla yapılır. Tedavi yöntemleri şunlardır:
Sevgili okurlar, vestibüler migren hem başağrısı hem de başdönmesi gibi çift etkili semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak doğru tanı ve tedaviyle bu durum kontrol altına alınabilir.
Eğer sık sık başdönmesi atakları yaşıyor, özellikle de bu ataklar migren başağrılarıyla birlikte ortaya çıkıyorsa, bir nörolog ya da kulak burun boğaz uzmanına başvurmanız önemlidir.
Unutmayın: Tetikleyicilerinizi tanımak ve yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişiklikler, önemli farklar yaratabilir. Sağlıklı, dengeli ve başağrısız günler dileğiyle!
Sevgilerimle…