Klinik Nörofizyolojinin İki Ana Kolu EEG ve EMG

Klinik Nörofizyolojinin İki Ana Kolu EEG ve EMG

ELEKTROENSEFALOGRAFİ (EEG)

Elektroensefalografi (EEG), beynin elektriksel aktivitesinin saçlı deriye yerleştirilen özel algıçlar (elektrod) ile kaydedilmesine yarayan önemli bir teşhis aracıdır. Beyin elektriksel aktivitesinin değiştiği kabul edilen epilepsi (sara hastalığı) başta olmak üzere pek çok hastalıkta (koma, beyin hasarı, beyin ölümü tespiti vb) teşhis ve hastayı takip aracı olarak kullanılmaktadır.

İşlem sırasında hastaya elektrik akımı verilmediğinden ağrı ya da acı hissedilmez. Hamilelerde ve her yaşta ve bilinç düzeyindeki bireye uygulanabilir. Kaydedilmesi ve değerlendirilmesi uzmanlık gerektirir.

Klinik olarak nöbeti olan her hastada EEG anormalliği gösterilemeyebileceği gibi nöbet veya epilepsisi olmayan kişilerde de EEG anormalliği görülebilir. Nöbeti veya epilepsisi olan hastalarda nöbetler arasındaki dönemde çekilen EEG’lerde ortalama % 70 oranında anormallik gösterilebilir.

Yetişkinlerde çekime gelmeden önce saçın bir gün önceden temizlenmesi gereklidir. Uyku EEG’si çekimi için, hasta kişinin 24 saat uykusuz kalması gerekebilir. Çocuklarda çekim genellikle uykuda yapılmaktadır. Bunun için çekim öncesi ilaç verilebilir ve çekimin kolay olması için, çocuğun geç yatırılıp erken kaldırılması önerilir.

Aynı kişiye sık aralıklarla EEG çekilmesinin veya uzun süreli (24 saat veya günler gibi) kayıt yapılmasının tıbbi açıdan sakıncası yoktur.

ELEKTRONÖROMYOGRAFİ (EMG)

EMG veya Elektronöromiyografi, sinir ve kasların elektriksel potansiyellerinin incelenmesine dayanan bir nörolojik tetkik yöntemidir.

Klinik pratikte EMG iki temel bölümden oluşur.

Birinci bölümde (sinir iletim çalışması-elektronörografi) sinirlerin ne kadar hızla iletim yaptığı hesaplanır. Kasların üzerine yerleştirilen elektrodla ilgili sinire çok hafif bir elektriksel uyarım verilir. Hastaya hiçbir zararı yoktur. Sadece kalp pili olan hastalarda bu tetkik kalpte ritim bozukluğuna (aritmi) neden olabileceği için yapılmaz. Aynı mantıkla hissiyet sinirleri de belirli noktalardan uyarılarak elde edilen yanıtlar kayıt altına alınır. Bu yöntemle kuvvet ve hissiyet sinirlerinin anatomik bütünlüğünü bozacak ve görevlerini aksatacak bir sorun olup olmadığı kolaylıkla anlaşılabilir.

İkinci bölümde (iğne EMG- elektromyografi) ise, çok ince özel olarak yapılmış, sadece bir hastaya kullanılıp atılan “disposable” iğneler kullanılır. Gerekli kaslara girilerek bu kasların aktivitesine bakılır. Bu bölümde elektrik uyarımı yoktur. Bu inceleme ile kuvvet sinirlerinden kasa ulaşan elektriksek komutlarda hata olup olmadığı ve (varsa) hasarın zamansal süreci hakkında fikir sahibi olmak mümkündür. Ayrıca kuvvet siniri hasarı olan bireylerde sinir hücresinde iyileşmenin başlayıp başlamadığı hakkında da fikir vermek mümkün olur. Herhangi bir kan sulandırıcı kullananların inceleme öncesinde durumlarını doktorlarına bildirmeleri gereklidir.

EMG hamileler dâhil olmak üzere her yaş ve bilinç düzeyindeki kişiye uygulanabilir. Bir miktar ağrılı olması dışında tekrarlanan uygulamaların kişiye hiçbir zararı yoktur. İşlem sırasında hasta veya uygulayıcı herhangi bir ışına maruz kalmaz.

EMG; Bel ve boyun fıtıkları, kas hastalıkları, motor nöron hastalığı, nöropatiler (özellikle şeker hastaları), sinir sıkışmaları gibi hastalıkların teşhisinde ve takibinde uygulanır.

Tetkik öncesi hastaya bilgi verilir ve randevu alırken el ve ayaklarının sıcak olarak gelmesi önerilir. Aç olmaları gerekmez.

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.