Prof. Dr. Aynur Özge
Bugün sizlerle, iş yerlerinde birçok çalışanın yaşamını sessizce zorlaştıran, ancak yeterince konuşulmayan bir konuyu ele alacağız; migren. Bu sessiz kemirgen, iş hayatında verimliliği düşürmekten sosyal ilişkileri zorlaştırmaya kadar birçok alanda etkili olabilir. Gelin, iş yerinde migrenin yarattığı bu gizli tehlikeyi daha yakından inceleyelim ve bu zorlu durumla başa çıkmanın yollarını keşfedelim.
Dünya genelinde her 7 kişiden 1’i migrenle yaşamaktadır ve bu oran, kadınlar arasında daha yüksektir. Kadınlarda migren görülme sıklığı, erkeklerden yaklaşık 3 kat daha fazladır. Türkiye’de yapılan çalışmalara göre, toplumun %16’sı migren tanısı almış durumda, bu oran iş yerlerinde de benzer şekilde yansımaktadır. İş yerinde migren atakları, çalışanın verimliliğini ciddi şekilde etkileyebilir ve bu nedenle hem çalışan hem de işveren için önemli bir sorundur. Migren, iş gücü kaybının en önemli nedenlerinden biridir ve ABD’de her yıl yaklaşık 157 milyon iş günü kaybına neden olduğu tahmin edilmektedir.
Ne yazık ki, migren tanısı ve tedavisi iş yerlerinde birçok bariyerle karşı karşıya kalır. Türkiye’de, migren hastalarının yaklaşık %50’si migren tanısı almamış ya da yanlış tanı almıştır. Tanı almamış ya da tedavi edilmemiş migren hastaları, iş yerlerinde daha fazla zorluk yaşayabilir. Ayrıca, çalışanların migren belirtilerini hafife almaları, tedavi için yeterli zaman veya destek bulamama gibi faktörler, migrenin iş yerlerinde yönetilmesini zorlaştırır.
Migren atağı, iş yerinde birçok tehlikeye yol açabilir. Çalışanların yaklaşık %90’ı migren atağı sırasında çalışma yeteneklerinin azaldığını belirtmektedir. Konsantrasyon kaybı, hata yapma riskinin artması, önemli kararların ertelenmesi ve iş arkadaşlarıyla iletişimde zorluklar gibi durumlar, migrenin iş yerindeki olumsuz etkileri arasında sayılabilir. Bu durum hem çalışanın kendisi hem de ekip için stresli bir ortam yaratır ve uzun vadede iş yeri performansını düşürebilir. Ayrıca, migren nedeniyle iş gücü kaybı, ekonomik açıdan da büyük bir yük oluşturmaktadır. Avrupa’da yapılan araştırmalar, migrenin yıllık ekonomik maliyetinin 111 milyar Euro’ya ulaştığını göstermektedir.
Migren atağı sırasında konsantrasyonun azalması, hata yapma riskinin artması ve iş görevlerini yerine getirememe gibi durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Bu durum hem çalışanın kendisi hem de ekip arkadaşları için stresli bir ortam yaratabilir. Ayrıca, sık sık yaşanan migren atakları nedeniyle devamsızlıklar artabilir ve bu da iş yerinde verimliliği düşürebilir.
Ülkemizde, EMHA (European Migraine & Headache Alliance) önderliğinde ve Küresel Migren ve Ağrı Derneği tarafından yürütülen Migren Dostu İşyerleri projesi, iş yerlerinde migren farkındalığını artırmayı ve migrenle yaşayan çalışanların iş ortamında daha iyi desteklenmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu proje kapsamında, işverenler ve çalışanlar arasında yapılan bilinçlendirme çalışmaları, migrenin ciddiyetinin daha iyi anlaşılmasına ve bu durumla başa çıkmak için uygun stratejilerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlamıştır. Migren Dostu İşyerleri projesi, iş yerlerinde daha sağlıklı ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratma yolunda önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır.
Sevgili okurlar,
Migren, iş yerinde hem fiziksel hem de zihinsel olarak zorlayıcı olabilir. Ancak, tetikleyicileri belirleyip önlemler alarak, bu sessiz kemirgenin etkilerini en aza indirmek mümkün. Kendinize uygun bir iş-yaşam dengesi kurmak, migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. Unutmayın, sağlığınızı korumanız hem kişisel hem de profesyonel yaşamınızda daha mutlu ve başarılı olmanızı sağlar.
Sağlıklı ve üretken bir çalışma hayatı dilerim!