Çay-kahve içmek sizi Parkinson’dan koruyabilir ama dozunda

Çay-kahve içmek sizi Parkinson’dan koruyabilir ama dozunda

Prof. Wael Mohamed’in misafir yazısı

Prof. Dr. Aynur Özge

Bugün sizlerle bir meslektaşımın bana bu sayfada yayınlamak üzere gönderdiği bir yazıyı paylaşacağım. Bizim yıllardır farklı şekillerde gündeme getirdiğimiz bir konuyu çok güzel aktarmış meslektaşım. Sayfanın sağ üst kısmındaki “dil seçeneği”ni kullanarak farklı dillerde okumak da mümkün elbette. Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağız.

“Umut Mayalamak: Kafeinin Parkinson Genetik Riskine Karşı Savunması

Prof. Wael Mohamed, BSc, MMSc, MD, PhD
Professor Madya Dr. | Physician Neuroscientist | EMC:131546

Basic Medical Science Department | Kulliyyah of Medicine (KOM)
International Islamic University Malaysia (IIUM), Malaysia

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, bu hastalıkla ilişkili Asya gen varyasyonlarına sahip kişiler arasında kahve tüketimi ile Parkinson Hastalığına yakalanma olasılığının azalması arasında önemli bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

Toplam 4,488 katılımcının yer aldığı araştırma, sık sık çay ya da kahve içmenin Parkinson hastalığına yakalanma olasılığını, kafein tüketmeyen ve bu gene sahip olanlara kıyasla dört ila sekiz kat azalttığını ortaya koymuştur. Dahası, önleyici avantajlar daha büyük miktarlarda kafeinle artıyor gibi görünürken, günde 200 mg’ın altındaki ılımlı kullanım bile avantajlı olmuştur. Sonuçlar, kahvenin nöroinflamasyon ve hücre ölümünü azaltma potansiyelini vurgulamaktadır. Bununla birlikte, Asya Parkinson Hastalığı gen varyasyonları ile spesifik ilişkiyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Çalışma hakkında Temel Bilgiler:

  1. Şans Azaltma: Düzenli olarak kafein alan ve Parkinson Hastalığı gen varyasyonlarına sahip olan bireylerin PH geliştirme şansı, kafein tüketmeyen ve gene sahip olan bireylere kıyasla 4 ila 8 kat arasında değişen oranlarda önemli ölçüde azalmaktadır.
  2. Ortalama Tüketim: Parkinson Hastalığı vaka grubundaki bireyler ortalama 448,3 mg kafein tüketirken, sağlıklı kontrol grubundaki bireyler ortalama 473,0 mg tüketmiştir. Bu miktar yaklaşık 4-5 fincan Batı tipi demlenmiş Arabica kahvesi tüketimine eşittir.
  3. Nüfus Etkisi: Singapur nüfusunun yaklaşık %10’u, 1,5 ila 2 kat daha fazla Parkinson hastalığı riski ile bağlantılı iki tanınmış Asya gen varyasyonundan birine sahiptir.

Ulusal Sinirbilim Enstitüsü tarafından yürütülen son çalışma, Parkinson hastalığı ile ilişkili Asya gen varyantlarına sahip olan ve düzenli olarak kafein içeren çay veya kahve tüketen bireylerin hastalığa yakalanma riskinin önemli ölçüde azaldığını göstermiştir. Aslında, kafein kullanmayan ve Parkinson Hastalığı genlerine sahip olanlara kıyasla riskleri dört ila sekiz kat daha düşüktür. Parkinson Hastalığı genine sahip olan çay ve kahve tüketicileri, PD’ye yakalanma olasılıklarını, kafein tüketmeyen ve bu gene sahip olmayanlara kıyasla daha düşük bir seviyeye indirmektedir.

Kafeinin Parkinson hastalığı ve diğer nörodejeneratif bozukluklara karşı koruma sağlama potansiyeli olduğu bilinmektedir. Ancak bu araştırma, kafeinin PH riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ve genetik olarak Parkinson Hastalığı’na yatkın olan ve şu anda herhangi bir belirti göstermeyen Asyalılar için şansı eşitleyebileceğini göstermektedir. Kafeinin beyindeki nöronal enflamasyonu azalttığı ve dolayısıyla hücre ölümlerini azalttığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, kafeinin Asya Parkinson Hastalığı gen varyasyonları ile etkileşime girdiği spesifik mekanizmalar bilinmemektedir. Kafeik asit, serbest radikalleri nötralize etmede antioksidan yetenekleriyle tanınan bir grup bitki bazlı kimyasal olan polifenol ailesinin bir üyesidir. Kafeik asit, kan-beyin bariyerini aşarak beynin içindeki hücreleri doğrudan etkilemesini sağlayan istisnai bir yeteneğe sahiptir.

Toplam 4.488 katılımcının yer aldığı araştırma, Asya’ya özgü genetik varyasyonlara sahip olanların Parkinson hastalığına yakalanma riskinin 1,5 ila 2 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Doğu Asyalılar, iyi belgelenmiş iki Asya gen varyasyonunun daha yüksek prevalansına sahiptir. Singapur’daki nüfusun yaklaşık %10’u, protein çevirisinden sorumlu kodlama alanında yer alan bu gen varyasyonlarından birine sahiptir. Her katılımcı kafein kullanımlarına ilişkin doğrulanmış bir anketi başarıyla doldurmuştur. Parkinson hastalığı olan çalışma katılımcılarının ortalama kafein alımı 448,3 mg iken, sağlıklı kontrollerin ortalama alımı 473,0 mg’dır. Bu, 4 ila 5 fincan Batı tarzı demlenmiş Arabica kahvesi (fincan başına 235ml/8 fl oz) veya Arabica kahve çekirdeklerinden daha yüksek kafein içeriğine sahip olan Robusta kahve çekirdeklerinden yapılan 2 fincan geleneksel Singapur kopi tüketmeye eşdeğerdir. Kafeinin önleyici etkileri daha yüksek seviyelerde daha belirgin görünse de, günde 200 mg’dan daha az kafein tüketenlerin Parkinson hastalığı riskinde yine de bir azalma olmuştur. Günlük 400 miligram kafein tüketimi, fiziksel olarak formda olan kişilerin çoğu için genellikle güvenli bir miktar olarak kabul edilir.

Parkinson hastalığı nörolojik bir rahatsızlık olarak dünya çapında hızlı bir büyüme göstermektedir ve Singapur’da şu anda Parkinson Hastalığından etkilenen 8.000’den fazla kişi yaşamaktadır.  Bu çalışma, özellikle Asya gen varyasyonlarının yaygınlığının yüksek olduğu Singapur gibi ülkelerde Parkinson Hastalığı’nın önlenmesi açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Asya medeniyetlerinin çoğunda çay ve kahve kolaylıkla erişilebilir ve yaygın olarak benimsenir; ölçülü sınırlar dahilinde kafein kullanımı, bireylerin Parkinson hastalığı riskini muhtemelen azaltmaları için uygun, keyifli ve sosyal açıdan ilgi çekici bir araç sağlar.

Basitçe: “Kahve fincanda bir kucaklamadır.” – …Acı Çekirdek, Tatlı Savunma

Yorum: Ülkemizde benzer gen varyantlarının durumu ve kahve ile Parkinson hastalığı gelişimi arasındaki ilişkiyi kapsamlı olarak değerlendiren ve benim erişebildiğim bir çalışma henüz yayınlanmadı. Buna karşın atalarımızın dediği gibi “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” ve kahvedeki saf kafeinin beyindeki koruyucu etkisi kadar dost sohbetinin faydası da dikkate alınmalıdır. Bu noktada gençlerimizin çok fazla tükettiği “hızlı çözünen” kahve formlarındaki kimyasalların olası zararlı etkilerini de dikkate almak ve hatta sonraki bir yazıda kapsamlı şekilde işlemek lazım.

DOST SOHBETLERİNE EŞLİK EDEN KAHVENİZ EKSİK OLMASIN…

avatar
Prof. Dr. Aynur ÖZGE, MD, PhD

Prof. Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapmaktadır. Uzmanlık alanları arasında Algoloji ve Klinik Nörofizyoloji bulunmaktadır. Eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine odaklanarak, nöroloji alanında derinlemesine bir uzmanlık edinmiştir.