Prof. Dr. Aynur Özge
Bir elektrik kesintisi hayal edin. Her şey bir anda durur. Ampuller kararır, buzdolabı susar, internet gider… Evde hayat neredeyse durma noktasına gelir.
İşte beynimiz de böyle çalışır.
Ama elektriği sağlayan kablolar değil, kimyasallardır.
Ve bu kimyasalları üreten sistemler bozulduğunda, zihinsel enerjimiz, ruh halimiz, motivasyonumuz ve hatta hareketlerimiz bile aksayabilir.
Dopamin, serotonin, asetilkolin, GABA, glutamat…
Bunlar beyin hücreleri arasında bilgi alışverişini sağlayan nörotransmitterlerdir. Adeta duygularımızın, düşüncelerimizin ve reflekslerimizin görünmeyen dili gibidirler.
Peki bu kimyasallar nasıl üretilir?
Nasıl dengede kalır?
Ve sistem bozulduğunda neler olur?
Beynimizin kimyasal üretimi bazı durumlarda sekteye uğrar. Tıpkı jeneratörü arızalanmış bir şehir gibi, sistem bir anda karışabilir.
Bu kimyasalların üretildiği sistemler genellikle:
Ama tıpkı jeneratörlerin yakıta ihtiyacı olduğu gibi, bu beyin alanlarının da:
Evet! Beyin kendini onarabilir. Jeneratörler tekrar çalıştırılabilir.
İşte bazı etkili yollar:
Bazen “hiçbir şey yapasım yok”, “her şey anlamsız”, “odaklanamıyorum” dediğimizde…
Bunun altında kimyasal bir dengesizlik olabilir. Bu bir zayıflık değil, bir biyolojik sinyaldir.
Nasıl ki elektriğimiz kesildiğinde paniklemeden çözüm arıyorsak, beyin kimyası için de aynı şeyi yapmalıyız.
Sevgili okurlar,
Beyin jeneratörünüzü ihmal etmeyin. Onu besleyin, destekleyin ve zamanında kontrol ettirin.
Çünkü zihinsel sağlığımız, kimyasal dengenin huzur içinde çalışmasına bağlıdır.
Işığınız bol, enerjiniz yüksek olsun.