Prof. Dr. Aynur Özge
Migren, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bir hastalıktır. Sıklıkla tekrarlayan baş ağrıları, mide bulantısı, ışığa ve sese duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösterir. Migren, sadece fiziksel sağlığı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda iş gücü kaybı, tedavi maliyetleri ve yaşam kalitesinde azalma nedeniyle büyük bir sosyoekonomik yük oluşturur. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, migrenin yıllık maliyetinin milyarlarca doları bulduğu ve bu durumun dünya genelinde benzer olduğu görülmüştür. Ülkemizde de durum her geçen gün artan ciddiyetle benzer bir önem taşımaktadır. Küresel Migren ve Ağrı Derneği’nin yayınladığı Türkiye Migren Raporu 2019 yılı rakamlarıyla bile durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koymaktadır (https://migraine-pain.org/turkiye-migren-raporu-yayinlandi/).
Migrenin teşhisinde ve tedavi sürecinde beyin görüntüleme teknikleri önemli bir rol oynar. Bu teknikler, migrenin neden olduğu beyin değişikliklerini ve biyobelirteçleri ortaya çıkarmak için kullanılır.
Kranial BT, genellikle akut baş ağrısı değerlendirmelerinde kullanılır. Migrenin teşhisinde rutin olarak kullanılmasa da, başka bir nedenin yol açtığı (sekonder) nedenleri dışlamak için önemlidir. BT, beyin kanaması veya tümör gibi ciddi durumları hızla belirleyebilir.
MR, beyin yapılarının detaylı görüntülerini sağlar. Migren hastalarında beyaz madde lezyonları, kortikal kalınlık değişiklikleri ve hipokampal volüm değişiklikleri gibi bulgular görülebilir. MR, migrenin beyindeki yapısal etkilerini değerlendirmede yardımcı olur.
fMRI, beyin aktivitesini ölçmek için kullanılır. Migren atakları sırasında beyin aktivitesindeki değişiklikleri gösterebilir. Özellikle ağrı ağlarının aktivasyonu ve beyin bölgeleri arasındaki bağlantıların değişimi üzerine bilgi sağlar. Bu teknik, migrenin nörobiyolojik temelini anlamada önemli bir araçtır.
– Difüzyon Tensor Görüntüleme (DTI): Beyaz madde yollarının bütünlüğünü değerlendirir ve migren hastalarında mikroyapısal değişiklikleri ortaya çıkarabilir.
– Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Beynin metabolik aktivitelerini gösterir ve migren atakları sırasında beyin bölgelerindeki enerji tüketimini ölçebilir.
– Magnetoensefalografi (MEG): Beynin manyetik alanlarını ölçer ve migren atakları sırasında beyin aktivitesindeki anormallikleri tespit edebilir.
Sonuç olarak migren teşhisinde ve tedavisinde beyin görüntüleme teknikleri önemli bilgiler sağlar. Bu teknikler, migrenin beyindeki etkilerini anlamamıza ve daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmemize yardımcı olur. Sizler de tekrarlayan başağrısı veya ağrıyla birlikte başdönmesi vb. farklı sorunlar yaşıyorsanız size en yakın Nöroloji uzmanına başvurun. Mutlaka makul bir sonuç alacaksınız. Sağlıklı günler dilerim!
KAYNAKLAR:
• https://migraine-pain.org/wp-content/uploads/2021/08/TURKIYE-MIGREN-RAPORU-2021-V2-PP-LILLY-TR-0628_.pdf
• Özge A, Baykan B, Bıçakçı Ş, Ertaş M, Atalar AÇ, Gümrü S and Karlı N (2024) Revolutionizing migraine management: advances and challenges in CGRP-targeted therapies and their clinical implications. Front. Neurol. 15:1402569. doi: 10.3389/fneur.2024.1402569