Prof. Dr. Aynur Özge
Baş ağrısı denildiğinde, çoğumuzun aklına sıradan bir ağrı gelir. Ancak, kranial otonomik başağrıları sıradan baş ağrılarından çok farklıdır. Bu tür baş ağrıları, genellikle tek taraflı olup, göz çevresi ve başın bir tarafında yoğun bir şekilde hissedilir. Küme baş ağrıları bu grupta en bilinenidir; ancak tek taraflı baş ağrılarının diğer türleri de vardır ve bu yazıda bunları ele alacağız.
Kranial otonomik başağrıları (KOB), başın bir tarafında yoğun ağrı ve buna eşlik eden otonomik belirtilerle karakterize edilen baş ağrısı türleridir. Bu belirtiler arasında gözde sulanma, burun tıkanıklığı, göz kapağında düşme ve yüzde terleme gibi semptomlar bulunur. KOB’lar genellikle belirli bir düzen içinde tekrarlar ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler.
Paroksismal hemikranya, başın bir tarafında ani ve şiddetli ağrı atakları ile karakterizedir. Bu ataklar genellikle birkaç dakika ile birkaç saat arasında sürer ve günde birçok kez tekrarlayabilir. Otonomik belirtiler, ağrının olduğu tarafta gözde sulanma, burun tıkanıklığı ve yüzde terleme şeklinde ortaya çıkar. İndometasin bu tür baş ağrılarının tedavisinde oldukça etkilidir.
Hemikranya continua, sürekli bir baş ağrısı olup, belirli dönemlerde şiddetlenir. Bu ağrı tipi, başın bir tarafında sabit ve sürekli bir ağrı ile karakterizedir. Otonomik belirtiler, ağrının olduğu tarafta gözde sulanma ve burun tıkanıklığıdır. İndometasin, hemikranya continua tedavisinde de etkilidir ve ağrıyı önemli ölçüde hafifletir.
SUNCT ve SUNA sendromları, kısa süreli ve tekrarlayan baş ağrısı atakları ile karakterizedir. Bu ataklar, genellikle başın bir tarafında ani ve şiddetli ağrıya neden olur. SUNCT, gözde sulanma ve kızarıklık gibi belirgin otonomik belirtilerle birlikte gelirken, SUNA daha geniş bir otonomik belirti yelpazesi sunar. Antikonvülzan ilaçlar ve oksijen terapisi, bu tür baş ağrılarının tedavisinde kullanılabilir.
Migren ve kranial otonomik baş ağrıları, benzer belirtiler gösterebilir. Migren hastalarında da tek taraflı baş ağrısı, ışık ve ses hassasiyeti, bulantı gibi belirtiler görülebilir. Bu nedenle, migren ve KOB’ların doğru bir şekilde ayrıştırılması önemlidir. KOB’ların tanısında otonomik belirtilerin varlığı önemli bir ipucudur.
Migren hastalarında kranial otonomik belirtiler sıkça görülür ve bu belirtiler sinüzit atağı ile karıştırılabilir. Migren atakları sırasında gözde sulanma, burun tıkanıklığı ve yüzde terleme gibi belirtiler, migrenin KOB ile karışmasına neden olabilir. Bu durum, yanlış tanı konmasına ve uygun olmayan tedavi yöntemlerinin uygulanmasına yol açabilir.
Migren ve KOB’ların doğru bir şekilde tanımlanması ve ayrıştırılması, etkili tedavi için kritik öneme sahiptir. Bu iki baş ağrısı türünün ortak tedavi yaklaşımları şunlardır:
Kranial otonomik baş ağrıları, baş ağrısı türleri arasında karmaşık ve zorlu olanlardır. Küme baş ağrıları dışında, paroksismal hemikranya, hemikranya continua ve SUNCT/SUNA sendromları gibi tek taraflı baş ağrıları da yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Migren ve KOB’ların doğru bir şekilde tanımlanması ve tedavi edilmesi, hastaların yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. İstanköy (Bugünkü Bodrum civarı)’lü hemşehrimiz ve Tıbbın babası Hipokrat’ın da dediği gibi önce ağrıyı dindirmeliyiz.