Epilepsi (Sara Hastalığı)
Beynimiz sayıda hücrenin (100 milyardan fazla) birbiriyle kurduğu sonsuz olasılıkta bağlantı üzerine kurulmuş, saniyede milyonlarca bitlik işlem kapasitesine sahip muhteşem bir bilgisayara benzetilebilir. Bu kadar yoğun elektriksel bağlantı ve devrenin olduğu sistemde her gün yaşanan küçük aksaklıklar bizler farkına varmadan beynimiz tarafından giderilir. Ancak zaman zaman aksaklık belirli bir eşik değeri aşarsa beyin kabuğunun ilgili bölgesinde sıra dışı bir elektriksel aktivite oluşur. Aktivitenin oluştuğu beyin kabuğu bölgesinin temsil ettiği vücut bölgesinde sıra dışı işlev (kasılma, kriz gibi) veya var olan işlevin yapılamaması (konuşmada durma, gözlerin bir noktaya sabitlenmesi gibi) durumu tıpta “epilepsi”, halk arasında ise “sara hastalığı” olarak bilinir.
Epilepsi, dünya nüfusunun yaklaşık %1'ini etkileyen bir hastalıktır. Hastalık, erkek ve kadınlarda ırk ayrımı olmaksızın eşit olarak görülmektedir. Epilepsi nöbetleri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ama sıklıkla en gençler ile en yaşlıları etkiler. Belirli bir oranda genetik yatkınlık bilinmekle birlikte direkt olarak anne-babadan çocuğa geçen bir hastalık değildir.
Epilepsi bulaşıcı bir hastalık değildir.
Beyindeki elektriksel aktiviteye bağlı olarak yaşanan her bir vücut yansıması (kriz) tıpta “epileptik nöbet” olarak adlandırılır. Epilepsi nöbetleri temelde 2 türde olurlar;
1. Hastaların şuurunu kaybetmediği, beyin kabuğunun sınırlı bir bölgesinin etkilendiği (Parsiyel) nöbetler
2. Hastaların sıklıkla şuurunu kaybettiği ve beyin kabuğunun yaygın olarak etkilendiği (Jeneralize) nöbetler.
Bazen de hastalar “parsiyel” nöbet geçirirken aynı krizde nöbet “jeneralize” olabilir.
Bu nedenle nöbet geçiren bir kişiye tanıklık edenlerin hastanın şuurunu kaybedip kaybetmediğine, gözlerinin durumuna, başında zorunlu bir dönme hareketi olup olmadığına, vücudunun hangi bölgelerinin hangi sıra ile kasıldığına ve idrar kaçırıp kaçırmadığına dikkat etmesi gerekir. Bu bilgiler doktora aktarıldığında teşhis ve tedavi daha hızlı ve doğru olacaktır.
Doktorlar kendilerine nöbetle başvuran bir hasta ile karşılaştıklarında öncelikle nöbete tanıklık edenleri ve aileyi dinlerler. Sonra hastayı muayene ederler. Sonra nöbetin gösterilebilir bir nedeni olup olmadığını anlamak için tahliller yaparlar, Beyin MR filmi çekerler. Uygun bir şekilde planlanmış EEG (elektroensefalografi) çektirirler ve ancak özel durumlarda başka tetkikler de isterler. Sonuç olarak nöbetin (varsa) sebebi, türü ve tedavisi hakkında hastaya bilgi verirler. Başlanan tedavinin sıklıkla uzun süre kullanılması gerektiği, pek çok ilacın özel takip gerektirdiği ve tüm bu süreçte doktorunuz ile sürekli temas halinde olmanız gerektiğini unutmayın!
Epilepsi krizi geçiren biri ile karşılaşırsanız;
- Öncelikle hastanın güvenli bir yerde ve pozisyonda olduğundan emin olun
- Hasta ayakta veya oturur durumda ise uygun bir yere yan olarak yatırın
- Hemen 112 acil servisi arayın
- Çenesinde kasılma varsa dilini ısırmaması için dişlerinin arasına kaşık sapı, kalem vb uygun bir malzeme yerleştirin
- Hasta kasılırken rahat nefes alıp vermesi için kravat, eşarp gibi nefes almayı zorlaştırabilecek eşyaları uzaklaştırın
- Nöbet esnasında olanları gelen ekibe aktarabilmek için dikkatle takip edin
- Nöbet geçtikten sonra hastanın kendine gelebilmesi için bir süre aynı pozisyonda kalmasını sağlayın.
BUNLARI ASLA YAPMAYIN!
- Hastaya soğan koklatmayın.
- Hastayı apar topar kendi aracınızla hastaneye götürmeye çalışmayın.
- Hastaya kriz esnasında ilaç içirmeye çalışmayın.
- Parmağınızı hastanın ağzına sokmaya çalışmayın.
- Hastanın etrafında toplanarak onun rahat nefes alıp vermesine engel olmayın…
Konu hakkında daha kapsamlı bilgi için Epilepsi Savaş Derneği'nin web sayfasını (www.turkepilepsi.org.tr) ziyaret edebilirsiniz.